Mustafa Ragıp ADIGÜZEL, mradiguzel@gmail.com
Sağlık; tarih boyunca ve günümüzde, en bilge ve beceri sahibi olduğumuz alanlardan biri olmuştur. Türkiye, zengin turistik destinasyonları ile tarihi ve kültürel mirası sayesinde hemen her ilinde turizmi canlı tutmaktadır. Kaplıcaların yanı sıra, yaz ve kış turizmi de ülkemizde önemli bir yer edinmiştir. Bu bağlamda, yaşadığım şehir olan Kayseri’den örnekle yola çıkmak istiyorum. Kayseri Sağlık Turizmi Derneği’ni kurarken sıkça karşılaştığımız bir soru, “Kayseri’de sağlık turizmi yapılır mı?” sorusuydu. Derneğimizi kurarak ve bu alanda çalışmalara başlayarak, bu soruya doğru cevabı verdiğimizi düşünüyoruz. Kayseri, Kapadokya’nın giriş kapısı olan Soğanlı Vadisi ve Erdemli Vadileri gibi doğal güzelliklere sahip bir şehirdir. Ayrıca, Dünya Kuş Göç yolu üzerinde bulunan Milli Park Sultan Sazlığı, Kapuzbaşı Şelaleleri, Erciyes Dağı, Kanış Karum ilk ticaret yolu olan İpek Yolu gibi tarihi ve doğal zenginliklerle doludur. Kayseri’nin kültürel mirasının ve turistik potansiyelinin farkında olmayan yoktur. Bu kadar zenginlik içinde sağlık turizmi neden yapılamasın? Bir turizm şehrine baktığınızda, bu tür zenginlikler bir avantajdır. Ancak, sağlık turizmi sadece bu doğal ve kültürel mirasla sınırlı kalmamalıdır. Sağlık turizmi, sağlık ve turizmin birlikte tanıtılmasını gerektiren bir alandır. Bu görev, sadece özel hastanelere veya devlet hastanelerine yüklenemez. Şehrin karar vericileri, bürokratlar, siyasetçiler, dernekler ve ilgili tüm çalışanlar bir araya gelmeli ve ortak bir çalışma metodu oluşturmalıdır. Ulusal ve uluslararası hibe kaynaklarını, sivil toplum kuruluşları aracılığı ile en üst seviyede kullanmak gerekmektedir. Biz dernek olarak, sadece sağlık turizmi yetki belgeli özel hastane, klinikler ve acenteler ile çalışmayı şart koşuyoruz. Bu teşvikler devam etmelidir. Ayrıca, kuruluşundan bugüne dek yönetim kurulunda bulunduğumuz, akademik çalışmalar yürüten ve üreten Uluslararası Sağlık Turizmi Enstitüsü ile birlikte, bu çalışmaları ülke genelinde etkin, aktif ve aksiyoner bir yapıyla yürütmeye devam ediyoruz. Adeta bu işin öncüsü olma yolunda ilerliyoruz. Sağlık turizmi, yalnızca tedavi amaçlı seyahatleri değil, aynı zamanda rehabilitasyon, termal turizm, yaşlı ve engelli turizmi gibi birçok alanı da kapsar. Türkiye, sahip olduğu termal kaynaklar ve modern sağlık altyapısı ile bu alanlarda büyük bir potansiyele sahiptir. Kayseri örneğinde olduğu gibi, şehrin tarihi ve doğal güzellikleri ile sağlık hizmetlerini birleştirerek, turistlerin hem tedavi olup hem de dinlenebilecekleri bir ortam sağlanabilir. Sağlık turizminin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için, sağlık hizmetlerinin kalitesi kadar, turistlerin konaklama ve diğer ihtiyaçlarının da en iyi şekilde karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle, turizm sektöründeki otel ve restoran gibi işletmelerin de sağlık turizmi konusunda bilinçlendirilmesi ve hizmet kalitelerinin artırılması önemlidir.
Sonuç olarak; Anadolu’da sağlık turizminin yaygınlaştırılması, tüm paydaşların işbirliği ile mümkün olabilir. Kayseri örneğinde olduğu gibi, şehirlerin sahip olduğu zenginlikleri ve potansiyelleri doğru bir şekilde değerlendirerek, Türkiye’nin sağlık turizmindeki yerini daha da güçlendirebiliriz. Sağlık turizmi, ülkemizin ekonomisine önemli katkılar sağlayacak ve aynı zamanda sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracaktır. Bu hedefe ulaşmak için, akademik ve pratik çalışmaların yanı sıra, ulusal ve uluslararası işbirliklerinin de artırılması gerekmektedir.