Fatih SEYRAN, fatihseyran@gmail.com
Sağlık turizminde sunduğumuz hizmetlere dikkat çekmek için potansiyel sağlık turistlerine tanıtım yapmanın oldukça önem taşıdığını hepimiz biliyoruz. Bunun için de alışageldiğimiz yöntemleri hemen hepimiz tekrar etmeye devam ediyoruz. Meta mecralarına reklam vermek, Google’da üst sıralarda yer almak, influencerlar ile işbirliği yapmak; aslında, eskiyen yenilikçi taraflarımızdan. Artık alışageldiğimiz yöntemleri değiştirmenin vakti geldi. Yenilendikçe yenilenen dünyada reklam stratejilerinin dönüşümünü de sıkıca ele almak zorundayız. Bize; sağlık turizmi tanıtımında yeni bir yol gerekiyor. Daha hızlı, daha güvenli, daha kullanışlı bir yol… Yani; aslında yol bilinen bir yol olsa bile bizim için yine de heyecan verici “yeni” bir yol olmalı, bu yol…
Küreselleşme; ülkeleri ve kültürleri birbirine entegre ettiğinden, reklam stratejileri de dönüşerek standartlaşma (global mesajlar), lokalleşme (yerel kültüre uygun reklamlar) ve küyerelleşme (her ikisinin harmanlanması) kavramlarını içermeye başladı. Tam da burada küyerelleşmeye ihtiyacımızın olduğunu görmezden gelemeyiz. Küyerelleşme; küresel kabul edilen ürünlerin, buna rağmen yerel kültürlere uyarlanmasına çaba göstermektir. İlişkiyi daha doğru şekilde başlatmalıyız. Gerekirse; geleneksel olmalıyız, yerelde olmalıyız, yerinde olmalıyız. Mesela “Geçmiş olsun” demek için, aslında hastayı ayağımıza çağırmamalıyız. Gidip, hedef ülkede var olmalıyız. Sağlık turistlerine buradan seslenmeyi değil, orada seslenmeyi tartışmalıyız. Bizi oradan değil, orada görmeliler. Sabah gazetelerini okurken, akşam evlerine dönerken bizimle karşılaşmalılar. Elle tutulan, gözle görülen, duyulan, işitilen yerlerde ve hatta geleneksel sayılan basılı materyallerde bile kendimize yer bulmalıyız. Türkiye’nin sağlık turizmini, Türkiye’de sunulan sağlık hizmetlerini oralarda anlatmalıyız. Yeni bir yola çıkmalıyız. Yani; aslında bu yol bilinen bir yol… Ama; bizim için yine de heyecan verici “yeni” bir yol olacak…
Oralarda olacağız; daha çok başaracağız…
