Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED), İstanbul Bakırköy’de, “Sağlık Turizminde Gelecek Misyonu” konulu bir çalıştay düzenledi. Bakırköy Yeşilköy’de bulunan Tarihi Halil Paşa Yalısında düzenlenen çalıştaya yerli ve yabancı çok sayıda davetli katıldı.
İstanbul Bakırköy’de sağlık turizminin geleceği ve sektördeki imajı bozan işlerin masaya yatırıldığı çalıştay tamamlandı. Çalıştayda, merdiven altı kuruluşlar ve buna bağlı olarak yapılan karalama kampanyaları masaya yatırıldı. Türkiye’nin sağlıktaki büyük gücünün de konuşulacağı çalıştayda bu gücün sektöre daha fazla nasıl yansıtılabileceği anlatıldı.
Çalıştayda konuşan Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi Derneği Üyesi ve The Prime Danışmanlık Kurucusu Salih Kutlu, “Bu çalıştayı düzenleme amacımız, sağlık turizmi sektörü Türkiye’nin yüzde 40’larda olmasına rağmen hak ettiği değeri göremediğini düşünüyoruz. Burada hem özel sektöre hem de kamu tarafına düşen profesyonellerin yapması gerekenlerin yapması gerektiğini düşündüğümüz bazı hususlar var. Çalıştayda görünen ve görünmeyen bazı sorunlarımız var onları konuşacağız. Bu sorunlara ilişkin ne gibi çözüm önerileri bulabiliriz, bu çözüm önerileri kimin tarafından alınması gereken aksiyonları belirleyeceğiz. Kısa ve uzun vadede vizyonumuzun neresi olması gerektiğini ve vizyona doğru giderken hedeflediğimiz hangi tür adımlardan geçmemiz gerektiğini kısa bir şekilde belirlemeye çalışacağız” dedi.
The Prime Kurucusu Salih Kutluk
“En büyük sorunumuz merdiven altı kuruluşlar”
Sağlık turizminde en büyük sorunun merdiven altı kurum ve kuruluşların olduğunu belirten Kutlu, “Tabi en başta herkesin bildiği üzere merdiven altı problemimiz var. Merdiven altını ikiye ayırmak gerekir diye düşünüyorum. Birincisi kayıt dışı, ikincisi kayda girmemiş ve bu konuda hiçbir kurum ve kuruluştan akreditesini almamış ve yetkinliği de olmayan kuruluşlardan bahsediyoruz. Kayıt dışı dediğimiz şey, bizim faturalaşmaya girmeyen ve hastaların kaydını tutmayan kuruluşlar. Diğeri de kötü işler yapan klinikler, acenteler, hastaneler diyebiliriz. Uluslararası sağlık hizmeti yetki belgesi yabancılar için olmazsa olmazdır. Burada Sağlık Bakanlığı tarafından hastanelere, kliniklere, acentelere verilen Uluslararası Sağlık Turizmi Belgesi, bir yabancının Türkiye’de tedavi olabilmesi için en temel şart. Bu kesin olmalı, buna kesin bakmaları lazım. Bunun dışında da kaliteyi de araştırmaları gerekir. Nasıl ki, biz araç alacağımız zaman detaylı inceliyoruz. Vücudumuza yatırım yapacağımız zaman da çok detaylı araştırma yapmak gerekir diye düşünüyorum. Referanslarına bakılabilir, kullandığı malzemelere bakılabilir, ortamlarına bakılabilir. Hatta bazen kliniklerin yeri doğru mu, diye bakmalarında çok fayda var” şeklinde konuştu.
“Merdiven altı kuruluşlar karalama kampanyalarını artırıyor”
Türkiye’de verilen hizmetin kaliteli olduğunu söyleyen Kutlu, “Kesinlikle, karalama kampanyaları açısında biz bir faul yapıyoruz ki, onlar da bunu alıp değerlendiriyorlar. Ekonomik şartlarda normal olarak hastalarını göndermek istemiyorlar, bunun için ellerinden geleni yapmaları gayet normal. Ama bunun karşısında kalite odaklı akreditasyonlarını tamamlayan denetim odaklı bir yapı sergilersek hem özel sektörde hem de kamuda bu anlamda bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum. Yurt dışındaki karalama kampanyalarını bakıyoruz, inceliyoruz ve şunu görüyoruz, karalama kampanyaların altında yazan çoğu yorumda aslında böyle değil, Türkiye aslında çok kaliteli bir hizmet veriyor. Eğer gidip ucuz hizmet aldıysanız bunu yaşamanız normal’ diye yabancı kişiler yabancı kişilere yazdığını görüyoruz. Dolayısıyla bizim alt yapımız çok iyi, bu anlamda fiyat politikasına aldanıp da en düşük hizmeti almaya çalışan kişilerin bu tarz sıkıntılara maruz kalması dünyanın her yerinde olabilecek ve olacak hakikattir” şeklinde konuştu.
Sağlık turizminde Türkiye büyük bir güce sahip olduğunu belirten Kutlu, “Türkiye bulunduğu coğrafyada yaklaşık 4 milyar insana hitap eden ve bu da yaklaşık 4 saatlik bir uçuş olan bir ülke. Aynı zamanda baktığımız zaman son 20 yılda çok ciddi bir alt yapı yatırımı gerçekleştirmiş bir ülke, hastane kuruluşları son 20 yılda arttığı için ve bu alt yapıda yetişen doktorların hekimlerin sayısının çok olması ve bunların 80 milyondan fazla nüfusa hizmet veriyor olması da deneyimi de arttıran bir husus. Bunu turizm sektörü destinasyonu anlamında çok ciddi bir avantajı var. Biz bunları ciddi anlamda kullandık. Son 10 yılda saç ekiminde ciddi dünya liderliğine soyunduğumuz bir nokta var, bunu yakın zamanda diş tedavileri takip etmeye başladı. Yakın zamanda estetik işlemler de hızlandı, obezite cerrahisi, onkoloji vesaire derken aslında çok ciddi bir artış görüyoruz” diye belirtti.
UASTED Başkanı Dr. Mehmet Kanpolat
Uluslararası Antalya Sağlık Turizmi ve Eğitimi Derneği (UASTED) Başkanı Dr. Mehmet Kanpolat da yaptığı açıklamasında “UASTED ve The Prime ile ortaklaşa düzenlediğimiz sağlık turizmi çalıştayını tamamladık. Çok verimli olduğunu düşündüğümüz çalıştayın sağlık turizmi paydaşlarına hayırlı olmasını temenni ediyoruz. The Prime Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Salih Kutluk Bey’e ve ekibine verdikleri destek için kendilerine çok teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Uluslararası Sağlık Turizmi Enstitüsü Başkanı
Dr. Fatih Seyran
“Sağlık turizminde önce örgütsel yapımızı güçlendirmeliyiz”
Çalıştay kapsamında yapılan ilk panelde konuşmacı olarak yer alan Uluslararası Sağlık Turizmi Enstitüsü Başkanımız Dr. Fatih Seyran ise “Sağlık Turizminde Örgütsel Yönetim” başlıklı bir sunum yaptı.
Sağlık turizminde gerçekleştirilen başarılı bir örgütsel yapılanmanın adeta bir çarpan etkisi oluşturduğuna dikkat çeken Seyran, “Sağlık turizmi örgütleri, her ne kadar farklı bir sınıfın çatısı altında olsa bile, amaç ve hedefleri açısından incelendiğinde başka sınıftaki sağlık turizmi örgütleri ile benzer özellikler taşıyabilmektedir. Sağlık turizmi örgütlerinin birbiriyle bağlantılı olması, farklı sorumluluk ve nitelikteki personelin iş dağılımlarının çeşitliliği, uzmanlaşmış kişilerin gerekliliği ve kişilere özel teşhis ve tedavi hizmeti sunulması sonucunda karmaşık ve matriks bir örgütsel yapı ile karşılaşılmaktadır. Bilim ve teknolojide hızlı değişimler yaşanması uluslararası sağlık hizmetlerine olan ulaşımı kolaylaştırıyor olsa bile sağlık turistlerinin beklenti ve taleplerini de artırmaktadır. Bunun yanında rekabet şartlarının zorlaşmasıyla birlikte bu alanda fark oluşturabilmek ve küresel ekonomide sürdürülebilir avantajlar sağlayabilmek için sağlık turizmi örgütlerininin önemli ve doğru kararlar vermesi gerekmektedir. Bu bağlamda sağlık turizminde örgütsel yapıların ve yönetim süreçlerinin değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır” şeklinde konuştu.