Demet ŞAYLI KARAKUŞ, demetsayli@hotmail.com
Yerin altından 20°C ve üzerinde çıkan, çeşitli gazlar, mineralleri, tuzları ve radyoaktif maddeleri içeren yer altı kaynaklarına termal denir. Kaplıcalar ile karıştırılan termal kavramı, suların özellikleri açısından verilen genel bir isimdir aslında. Bu özellikli suların yeryüzüne çıktığı kaynağın çevresine kurulan tesislere kaplıca adı verilmektedir.
Hidroterapi tanımı ise şöyledir: Suyun herhangi bir formunda (su, buz, buhar) dahilen ve haricen, çeşitli sıcaklık, basınç, süre ve konum şartları altında sağlığın iyileştirilmesi ve çeşitli hastalıkların tedavisi için kullanılmasıdır. Suyun kaldırma kuvveti etkisiyle kişi gerçek ağırlığının %10’unu taşır. Bu da kişinin kaslarına ve eklemlerine fazla yük binmesini engeller ve hareketler daha kolay ve ağrısız gerçekleşir. Hidroterapinin su sıcaklığı, ağırlık azaltması ve vestibüler girdilerden dolayı çoklu uyarım sağladığı düşünülmektedir.
Hidroterapinin iyileştirici etkileri büyük ve köklü kültürler tarafından bilinen, binlerce yıl öncesine dayanan bir geçmişe sahiptir. Antik Mısır’da sıcak su banyoları kullanılırken, Yunanlılar sıcak su terapisinin sağlık için gerekli olduğuna inanıyorlardı. Hindistan’da bunlara ek olarak hidroterapide kullanılan buhar terapilerinin solunum sistemi için faydalı olduğu bilinirdi.
Romalılar sıcak su banyoları ile ünlüydüler. Almanya’da ve Japonya’da ise geçmiş tarihlerden itibaren sıcak sularda hidroterapi uygulamaları yapılmıştır. Modern dünyamızda hidroterapinin çeşitli hastalıklarda ve stres yönetiminde etkili bir tedavi olduğu çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Özetlemek gerekirse, kaplıca tedavisi ya da tıp dilinde kullandığımız terimle “Balneoterapi” termal ve iklimi bütünleştiren, termal su ve kaynağın bulunduğu yöreye özgü iklim koşullarının ve bunları tamamlayan biyolojik ortamın (flora) kür şeklinde uygulanmasıyla, önemli tedavi etkinlikleri bulunan bir terapi sistemidir.
Yüzyıllardır insanların kullandığı bir tedavi yöntemi olan termal sular, günümüzde kaplıcalar, tedavi merkezleri ile otellerde aynı amaçla kullanılıyor.
Kullanım yöntemleri; banyo fizik tedavi, hidroterapi, içme, solunum yolu, iklim kürü , çamur banyosu, rehabilitasyon, masaj, psikoterapi gibi çeşitlilik göstermektedir.
Termalin Etkisi Nasıl Oluşmaktadır?
Uzman kontrolünde uygulanan termal tedavi yöntemleri iki ana mekanizmayla etkili olur. Su içindeki mineral ve gazların deri yolu ile emilmesi, suyun sıcaklığı ve çevre faktörleri ile kan dolaşımı ve metabolizmanın hızlanması şeklinde etkili olur.
Termal tedavinin; genel durumda düzelme, Kan dolaşımının artması, Solunumun hızlanması, vücut ısısının artması, Organ işlevlerini artırma, ağrıların azalması, kas spazmlarının giderilmesi, hareket kabiliyetinin artması, bozulmuş hormon dengelerinin düzelmesi, eklem ve kaslardaki sorunların iyileştirilmesi ve önlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, lenf sisteminin aktive olması, ödemin kontrol altına alınması, toksinlerin vücuttan atılması, suyun direnç özelliği kullanılarak, solunum kasları da dahil olmak üzere kas gücünü ve dayanıklılığını arttırma ve psikolojik iyileşme gibi etkileri vardır.
Termal Uygulamaların Faydalı Olduğu Hastalıklar;
• Bel ve Boyun Hastalıkları (Fıtık, Artroz vb.)
• Fibromyalji
• Romatizmal Hastalıklar
• Spor Yaralanmaları
• Osteoartit (Kireçlenmeler)
• Protez Ameliyatları Sonrası
• Periferal Nöropati
• Sinir ve Tendon Yaralanmaları
• Kas-İskelet Sistemi Yaralanmaları
• Bazı Nefrolojik, Dermatolojik ve Solunum Sistemi Hastalıklarında
• Nörolojik Hastalıklar (Omurilik Yaralanmaları, Kafa Travması, Felç, Parkinson, Multiple Skleroz, Denge-Koordinasyon Bozuklukları, Serebral Paralizi, Yüz Felci)
• İlerleyici Kas Hastalıkları
• Eklem Zedelenmeleri
• Kırık ve Cerrahi İşlemler Sonrası
Sonuç olarak; hiçbir hastalıkta alternatif bir terapiye güvenerek tıbbi tedaviden vazgeçmek doğru değildir. Bu konuda mutlaka sağlık profesyonellerinden yardım almayı unutmayınız.